Çok kötüyüm, uykusuzum, yorgunum ve dibe vurmuş durumdayım. Akşam öyle bir olay yaşadım ki hatırladıkça hala elim ayağım titriyor, boğazım düğümleniyor, gözümdeki yaşa engel olamıyorum. Şu an bile bir yumruk boğazımda sıkıyor, sıkıyor, sıkıyor. Çocuklarımı alıp en güvenilir yer olan karnıma geri koymak, sonrada kendimin en güvende olduğu yer olan annemin yanında olmak istiyorum. Şoktayım ve nasıl atlatırım bilmiyorum, en önemliside bu haldeyken bile güçlü olmak zorundayım.
Akşam eve gittim İkra yine mızmız, yine nazlı, yine sendromlarda. Haklı bişi diyemiyorum, yaşının gereği tavırları, birde tatilde bana alışması cabası, hala pazar gününden beri dinlenememiş olması tuzu biberi. Ama birde minik kuzumuz var oda artık ilgi ister, büyüdü, tanıyo anneyi. İkra hanımın gönlünü yapmak için kucağıma aldım, Yüsram da yerde yuvarlanıyo gülücükler saçıyo bize onunlada ilgilenelim diye. Üstümü çıkarmamışım hala, gelir gelmez çocuklara yöneldim çünkü. Kulağımdada sallanan uzun kahrolası küpeler var. İkra birara onlara asıldı, almak istedi, hadi ağlamasın veriyim birazdan kandırır alırım elinden dedim. Vermez olaydım, ellerim kırılaydı ama oldu işte. Sonra İkrayı yatırıyım dedim odasına götürdüm, minik kuş salonda tek kaldı. Ben küpeleri unuttum meğer İkra onları yere atmış. Biraz zaman geçtiki bir ses salondan kayınvalidem bize sesleniyor. Bi geldik Yüsra kusmaya çalışıyor babannesinin kucağında. Aldım başaşağı çevirdim rahat kussun diye herhalde çok yedi diye düşündük, onu çıkarıyor herhalde dedik. Kayınvalidem elini ağzına sokmasıyla bişi yutmuş bu demesi bir oldu. Ben o anı hatırlamak bile istemiyorum, gittim geldim resmen öbür tarafa. Ömrümün yarısı gitti o birkaç saniyede. Ne var ağzında çıkarın diyorum ağlıyorum ama kendimde değilim çocuk kusmaya uğraşıyo. Ama nasıl bir telaş, nasıl bir korku, nasıl bir şey bu ifade edemiyorum o anı. Sadece Allahım ölmek istiyorum çocuma bişi olacak diye düşündüğümü hatırlıyorum. Sonra babası elini sokup çıkardı ki benim küpeyi yutmuş. Çengelli kısım boğazına takılmış Allahtanda tam yutamamış. Elim ayağım boşaldı, halada ellerim dizlerim titriyor yazarken. Kendine geldi küpe çıkınca çok şükür ama yok böyle bir korku, böyle bir acı ve panik. Yavrum, minik kuzum hemde benim küpemden az kalsın ölüyordu. Allahım şu an ezanlar okunuyor nolursun, o anı tekrar yaşatma hiçbir anneye, onlara gelecek tüm zararlar bana gelsin. Atamadım üzerimden korkuyu, onların odasında yattım ve tüm gece kalkıp kalkıp nefesine baktım yavrumun. Tüm gece ya bişi olsaydı napardım diye düşündüm. Allahım yavrularımdan birine bişi olursa ben naparım, nasıl yaşarım, nasıl dayanırım. Tüm gece gözümü kırpmadan bunları düşündüm.
Ama bana en çok koyanda bu kadar titizlikle evlatlarıma bakmaya uğraşırken, hayatımdaki herşeyin herşeyin önüne onları koyarken, canımı gözümü bile kırpmadan onlar için verebilirken biranda dikkatsizlik yüzünden evladının canına kasteden anne konumuna düşmem. Ben o şoktayken bile bunun yüzüme bağıra çağıra söylenmesi. Sen nebiçim annesin senin yüzünden çocuk ölüyordu diye üzerime yürünmesi. Sanki ben vicdan azabı çekmemişim, onu verdiği suçluluğu ta içimde hissetmemişim, çok şükürki kötü sonuçlanmayıp ders çıkarılacak olay haline bu olaydan ders almayacakmışım gibi bu kadar üzerime gelinmesi. Anne olduğumun unutulup yanan canımın üzerine alevlerle saldırılması.
Akşam hemen Yasin okudum, Rabbime teşekkür ettim bu olayı bu kadar ucuz atlattık diye. Ama psikolojim bozuldu, heran yavrularıma bişi olacak korkusu içimden gitmiyo hiç...