31 Aralık 2009 Perşembe

Hoşgeldin 2010

TEŞEKKÜRLER 2007-2008-2009; BANA HAYATIMIN EN GÜZEL 3 YILINI YAŞATTIĞINIZ VE BANA SAHİP OLDUĞUM EN GÜZEL 2 MELEĞİ VERDİĞİNİZ İÇİN...

HOŞGELDİN 2010;UMARIM EŞİMLE MELEKLERİMLE VE SEVDİKLERİMLE GEÇİRECEĞİM ÇOK GÜZEL BİR YIL OLURSUN...

HERKESE SEVDİKLERİYLE BİRLİKTE NİCE MUTLU, HUZURLU VE GÜZEL YILLAR!...

29 Aralık 2009 Salı

İkraca diyaloglar ve bikaç resim.


Büyük kuzu İkranın zaman zaman beni dumur eden, bu cümle bu cücedenmi çıktı dedirten öyle lafları varki bunları kayıt altına alıp, ilerde bak sen küçükkende çok bilmiştin demeden geçemiycem:))

Yüsra kucak için ağlamaktadır bende hayır kucak yok hadi oyna ablanla demişimdir. İkra bizi izler izler ve Yüsra susunca dumurluk lafını söyleyiverir:
İkra : Eşşek annesi niye ağlattın kızımı
Anne : !!!

İkra yemeğini kendi yemektedir, Yüsrada onun tabağına ulaşmaya çalışmaktadır.
İkra : Bak kardeş ben büyüdüm kendim yiyom sende büyü sende ye
Anne: :))))

Anne kahve içmektedir, İkrada büyük bir merakla anneyi izlemektedir.
İkra : Anne kahveyi anneler içer İkralar içmez dimi. Sen büyüdün içiyon, bende büyüyüm bende içiyim demi
Anne: Afferin kızıma:))

İkra kendisine yemekten önce yasak olan çikolatayı bulmuştur ve anne görmeden yesem diye düşünürken anneye yakalanır.
Anne : Napıyorsun kızım
İkra: Anne ben çikolatayı sakın yemiyom. Yemek yiyim öle yicem dimi.
Anne : Evet kızım:))

İkra kendi etrafında döner döner döner sonrada Yüsranın yanına gider.
İkra: Kardeş bak ben büyüdüm dönüyom sende büyü sende dön
Yüsra: Uvaaaaa
Daha aklıma gelmeyen birsürü dumurluk ikra diyalogları var bunlar birkaç örnek.

İkradan bahsetmişken tuvalet meselesine değinmeden geçemiycem;
31 aylık olan herşeye aklı eren, bilmişlik taslayan, kendi yemeğini yiyip, kendi kıyafetini seçen büyük kuzu maalesef hala inatla bezini atmaya yanaşmıyor. Tuvaletini tuvalete yapmayı reddediyor, bezimi sakın çıkarma anne diyor. Kendi haline bıraktım zorlamıyorum , havaların ısınmasını bekliyorum ama içten içede bu sorun beni çok düşündürüyor. Bırak bezini çıkarmayı çişinden bile rahatsız olmuyor, çiş yada kaka yaptığı bezini bile zorla değiştirtiyor. Nasıl aşıcaz bu sorunu bilmem. Kardeşdenmi kaynaklanıyor bilmiyorum ama şu an benim için aşılması çok zor bir sorun olduğu kesin.

24 Aralık 2009 Perşembe

itiraf ediyorum...

İtiraf ediyorum kuzularım sizi büyütürken çok zorlanıyorum.
İtiraf ediyorum zaman zaman öyle şeyler yapıyor ve beni çıldırtıyorsunuz ki çağresizlikten ağlıyorum.
İtiraf ediyorum bazen keşke biraz daha aralarında yaş farkı olsaydı belki bu kadar zor olmazdı diye düşünüyorum.
İtiraf ediyorum İkranın inadı, dediğim dedik halleri, bizi dinlememesi, hiçbir şekilde dediğinden vazgeçirememiz acaba biz ne nerde hata yaptık iyi bir anne baba olamadıkmı diye düşünmemize neden oluyor.
İtiraf ediyorum hergün babanızla birlikte bu çocukları nasıl daha mülayim, daha söz dinleyen, kendi kendine oynayan uslu çocuk yapabiliriz nasıl davranmalıyız acaba diye saatlerce ciddi bir şekilde kafa patlatıyoruz.
İtiraf ediyorum ki o kadar kafa patlatmaya rağmen bir çıkar yol bulamıyoruz.
İtiraf ediyorum Yüsra büyüdükçe işimiz dahada zorlaşıyor ve sizin gençkız olduktan sonra yapabileceğinizi düşündüğümüz kavgalar şimdiden bizi korkutuyor.
İtiraf ediyorum onca oyuncak arasından nasıl olupta birinizin elinde olan oyuncağın diğeri için biranda çok değerli olduğunu ve birtek oyuncak için feryat figan kavgalar ettiğinizi korku ve hayretle izliyoruz.
İtiraf ediyorum ikinizide çook ve eşit derecede sevmemize rağmen kavgalarınıza müdahale ederken acaba birine farkında olmadan haksızlık edermiyiz diye korkuyoruz.
İtiraf ediyorum Yüsra büyüdükçe İkra hırçınlaşıyor, İkra hırçınlaştıkçada Yüsra mızmızlaşıyor .
İtiraf ediyorum evimizde hergünümüz bol aksiyonlu ve hareketli geçiyor ve biz günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile.
İtiraf ediyorum uyuduğunuz zaman sanki bol volümlü müzik birden kapanmış gibi kulaklarım çın çın çınlıyor.

İtiraf ediyorum tüm zorluğuna rağmen sizi çok ama çok seviyorum ve siz olmadan hayatın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu düşünüyorum. Siz olmasanız ne kadar sıradan bir hayatımız olurdu, iyiki geldiniz iyiki hayatımıza renk kattınız benim cadı kuzucuklarım...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Taşınıyoruz...

Evet uzun aramalar, taramalar ve bakınmalar sonucunda gönlümüze göre bir ev bulduk ve nihayet taşınıyoruz. 16.02.2009 tarihinde geldiğimiz Tekirdağdan 16.12.2009 da taşınıyoruz.
Harıl harıl bir çalışma var evde. Herşey yıkanıyor, ütüleniyor, paketleniyor, kolileniyor. Yoğun ve yorucu günler bekliyor bizi ama sevdiklerimizin yanına taşınmanın tatlı heyecanı yorgunluğumuzu bastırıyor. Bu arada , elimize geçen herşeyi kolilerken bizim kızlarıda kolilemeye çalışırken buluyoruz kendimizi:))))

12 Kasım 2009 Perşembe

Minik kuzu 1 yaşındamı şimdi...

Minik kuzum, tekne kazıntım, annelik sevincini ikinci kez bana yaşatan küçük prensesim 1 yaşında. İnanamıyorum nasıl geçti zaman ve nezaman 1 yaşında oldu benim minnacık bebeğim.
Yüsram, bebeğim, iyiki doğdun, iyiki hayatımıza girdin.

Öyle bir zamanda geldin ki, acıların en büyüğünü yaşarken biranda sevince boğdun bizi. Öyle bir zamanda geldin ki ölümde yaşamda hayatın bir parçasıymış deyip teselli oldun bize. Öyle bir zamanda geldin ki annelik duygusunun kendi hayatını riske atacak kadar kutsal bir duygu olduğunu öğrettin bize.
Ablanı kardeşsiz bırakmadın, tüm hayatı boyunca dayanabileceği bir yoldaş olarak geldin.
İyiki geldin, iyiki ikinci yaşam ve mutluluk sebebimiz oldun.

Nasıl büyüdün hiç anlayamadık kuzum, acılardan sıkıntılardan kaçıp kendimize yeni bir hayat kurmak için çabaladığımız döneme denk geldi senin büyümen. Geldiğimiz yere tutunmaya çalışarak geçti senin büyümen. Kafamızı dinledikten sonra geri dönme kararı alıp, insanın mutlu olduğu tek yerin ailesine, sevdiklerine yakın yer olduğunu anlamakla geçti senin büyümen.

Bu doğumgünün sessiz sedasız tek başımıza geçti çünkü burda çağıracak kimsemiz yok ama birdahaki doğumgünün kuzenler, dayılar, halalar, babanneler, ananelerle birlikte çok daha büyük bir coşkuyla ve kalabalıkla kutlanacak sana söz veriyorum kuzum.

Hayatımızda olacağını söylediğim değişikliği yapmamıza az kaldı. Geri dönecek ve sevdiklerimizle birlikte hayata daha sıkı, daha umutlu, daha güvenli tutunacağız. Herşey yine sizin için bebeğim.

Seni çook seviyoruz ,gözümüzde hiç büyümeyecek hep minik kardeş olarak kalacak olan minik kuzum...



Dedemizde bizimle birlikteydi doğumgünüde. İyiki yanımızdaydı, Yüsranın hiç kucağından inmediği biricik dedesi. Teşekkürler...

Bu arada Yüsranın doğumgününü kutlayıp, Yüsradan bahsedipte, can dostu, yatak arkadaşı, elinden düşürmediği Fatoştan sözetmemek olurmu. O olmadan uyumadığı, gece uyurken gündüz dolaşırken elinden düşürmediği, ablasıyla bile onun uğruna çataçat kavga ettiği Fatoş tabiki başmisafirimizdi doğumgününde:)))




3 Kasım 2009 Salı

kedisever kızım..


Bir süredir yokum ,bloğuma uğrayamadım, yazamadım, okuyamadım. Bu süre zarfında hayatımızda yeniden değişiklikler oldu ve olmaya devam ediyor. Zaten son 1 yılımız denemelerle yanılmalarla ve yeni kararlarla geçiyor. Yenilik iyidir, ferahlıktır, rahatlıktır, terapidir deyip bizi daha neler bekliyor acaba diye bekliyoruz. Kedisever İkroşumla bloğuma dönüyorum, yeniden unutmamak adına meleklerimle ilgili herşeyi kayıt altına alıyorum. İleride dahada çok yazacak şeyim olacak nede olsa hayatımız yeniden değişecek, az kaldı...

14 Ekim 2009 Çarşamba

11 ay kontrolümüz

1 yaşa 1 kala çok şükür iyiyiz sağlıklıyız ve sabırsızlıkla yaşımıza girmeyi bekliyoruz. 2 gün önce 11 ay kontrolümüz vardı; 9.700 kilomuz, 76,5 boyumuz. Maşallah bu ay kilo alımımızda boy artışımızda iyi. Tabiki sadece fiziğimiz değil huyumuz suyumuz herşeyimiz değişiyor. Artık bebeklikten sıyrılıyoruz yavaş yavaş ve çocuk olma yolunda ilerliyoruz. Aslında bununla ilgili yazacak o kadar çok şey varki ama bu aralar vaktim olmadığı için fazla yazamıyorum. Ablanla olan kavgalarınız, kıskançlıklarınız, oyunlarınız, birlikte beni delirtmeniz birsürü şey var yani. Ama bu konuya ayrıca değineceğim ve 11 aylık bir cadıyla 29 aylık diğer cadının anneyi çıldırtma maceralarını uzun uzun yazacağım:))) Şimdilik unutmamak adına sadece 11 ay kontrolümüzü alıyorum kayıt altına...

29 Eylül 2009 Salı

Bu aralar biz...

Biz bu aralar ne yapıyoruz. Ahh neler yapmıyoruz ki ev lunapark gibi devamlı koşturmaca ve aksiyon. Bi bakıyorum Yüsra yok ortada Yüsraaa nerdesin diye seslenince masanın altına bi bakıyorum ki muzipçe bakan bir yüz:))
İkra hanımda bi resim merakıdır gidiyo, elinde boya kalemleri boyama kitabı ders çalışır gibi ciddi bir ifadeyle boyama yapıyor büyük kuzu.

Tabi hoop küçük cadı yanında bitiveriyor ve başlıyor hırlaşma:))


Burdada yine bol eğelnceli bir gün. Pazar günü babamız evde, hava kapalı soğuk dışarı çıkamıyoz e ozaman evde eğlence bulmak lazım. Babaları koymuş kuzuları sepete, sepetin ucunada bir ip, kah ikra yüsrayı çekiyor, kah baba ikisini çekiyor yorulana kadar oynuyorlar.

E o yorgunluğun üzerine yemekten sonra sandalyede sızıp kalıyor küçük kuzu:)))

24 Eylül 2009 Perşembe

Bir Bayram böyle geçti...

Ramazanın rehaveti, bayramın telaşı derken herşeyi atlattık ve rutin hayatımıza döndük. Geçen Ramazan bayramında 3 kişi iken bu bayramda 4 kişilik bir aileydik çok şükür. İkra bayramın ilk günü tüm yasakları delerek şeker çikolata ile beslendi. Ben; eyvah hasta olacak, kusacak , ateşi çıkacak diye endişelenerek, İkra ise hergün bayram olsa diye sevinerek geçirdi ilk günü.

Bayramın 2. günü baba tarafından kuzenler Ayça ve Kayrayla köyde, soğuk havaya rağmen yeşilliğin ve temiz havanın tadını çıkartarak geçirdiler.
3. günü ise anne tarafından kuzenler, Aleyna, Arda ve Belinayın bizi ziyarete gelmesiyle evde kudurarak geçirdiler:))

11 Eylül 2009 Cuma

Tahtınızda bahtınızda güzel olsun...

Bu aralar ne resim çekebiliyorum, ne yazı yazabiliyorum. Hayat tüm hızıyla devam ediyor, kızlar hergeçen gün büyüyor, yazacak pek çok olay birikiyor ama bende tık yok. Ramazan rehavetimi, havanın kasvetimi bilmem ama bişiler engelliyor beni. Birde duygusalım ki bu aralar, öte git dese biride ağlamaya bahanem olsa modundayım.
Kuzulara bakıyorum bakıyorum dahada duygusallaşıyorum. Çok hızlı bir şekilde büyüyorlar, büyüyecekler ve hiç anlamadan birde bakacağım ki üzerine titrediğim meleklerim çoktan ele karışmış, başkaları için üzülür olmuş, başka hayatlar kurmuş olacaklar kendilerine. İşte bunu düşününce içim sızlıyor; acaba diyorum başkalarıda benim gibi titreyecekmi üzerlerine, başkalarıda benim gibi bakarken yüzlerine içi eriyecekmi, benim solarlar diye dokunmaktan bile çekindiğim gibi onlarda çekinecekmi.
Tahtınızı yapmak için elimizden geleni yapacağız kuzularım, inşallah Rabbimde bahtınızın güzel olması için yardım eder size.
Dilerimki sizi seven, size değer veren insanlarla karşılaşır çokkk mutlu olursunuz inşallah. Yaptığınız yanlış tercihler sonucu size yardım edemeden, dışarıdan kahrolarak izlemek zorunda bırakmazsınız inşallah bizi.
Herzaman çook mutlu olun kuzucuklarım, o kadar mutlu olun ki geçmişi özlemeye zamanınız olmasın. O kadar mutlu olun ki, gözyaşlarınızı akıtmak için değil, mutluluğunuzu paylaşmak için gelin ana-baba ocağına.
Kısacası meleklerim tahtınızda bahtınızda güzel olsun.
Rabbim sizi kanatları altına alsın...

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Biraz resim ve haftasonu


Buda haftasonumuzdan birkaç resim.


11 Ağustos 2009 Salı

Kızlarıma...

Bu blogu ileride siz prenseslerim okusun ve nasıl bir bebeklik-çocukluk yaşadığınızı anlasın diye hazırladım. Birlikte gezdiğimiz yerleri, oynadığımız oyunları kısacası yaptığımız herşeyi yazıyorum ki bende okudukça hatırlıyayım ve "anne ben nasıl bir çocuktum" dediğinizde "bana ne soruyorsun aç bloğu oku" diyebileyim diye:))) Şu an biriniz 27 aylık, diğeriniz 9 aylıksınız. İkinizde bebeksiniz aslında yani. İkinizi birlikte büyütmek gerçekten çok güzel çok zevkli ama zorluklarıda olmuyor değil. İkinizde ilgi istiyorsunuz, ikinizide çok çok seviyorum ve eşit ilgi göstererek, içinizden birini küstürmek istemiyorum. Yüsrayı kucağıma alsam İkrada kucak istiyor benide al diyor, ikinizi birlikte kucağıma alıp evi turluyoruz, üçümüz sarmaş dolaş olup birbirimiz öpüyoruz ve bu sizin çok hoşunuza gidiyor. İkra kardeşini çok sevmesine, yabancı birisi dokunduğu zaman o benim kardeşim elleme diye bağırmasına rağmen arada kıskançlıklar da yapıyor. Yüsranın elindeki herhangi bir oyuncak İkra için çok değerli oluyor ve elinden çekip alıyor. Yüsrada az değil ama ben sonradan geldim susayım başka oyuncakla oynayayım demiyor, İkranın elinden aldığı oyuncağı almak için feryat figan ağlıyor. İkraya küçükken içiremediğimiz vitamin şurupları şimdilerde Yüsra içiyor diye çok değerli oldu. Bende içicem diye tutturuyor, Yüsrada ablasına inat yapar gibi hiçbirşeyi iştahla yemezken, şurupları ağzını kocaman açarak ve öyle bir iştahla içiyorki görülmeye değer:))) Karışım kahvaltıdan tek tek kahvaltıya geçeli oldukça uzun bir zaman omuşken bu aralar İkra hanım kardeşinden gördüğü için yine karışım kahvaltı istiyor. Benimde işime geliyor karıştırıp veriyorum birkaç gün üstüste. Böylece tek tek yemediği şeyleride yiyor kahvaltıda. İkinizinde en önemli ortak özelliğiniz uykuya dalarken parmak emiyorsunuz. Ne söylersen söyleyeyim ne yaparsam yapayım parmak emmekten vazgeçmiyorsunuz. Bunlar ortak yaptıklarınız peki tek tek neler yapıyorsunuz:

İKRA: 27 aylık tam bir küçük hanımefendi. Artık çok rahat konuşabiliyor, her türlü duygunu anlatabiliyor ve kendini ifade edebiliyorsun. Kardeşinin yediği muhallebiye ortak olacak kadar küçük olabiliyor, "ben abla oldum, büyüdüm okula gidicem" diyecek kadar büyük olabiliyorsun. Çok sıcakkanlısın, özellikle kendinden birkaç yaş büyük ablalarla çok çabuk arkadaş oluyor, onlarla oyunlar oynuyorsun. Kendine arkadaş bulduğun zaman anne ve babayı hiç hatırlamıyorsun bile artık bir bireysin ve anne baba olmadanda sosyal olabiliyorsun. Söylenen herşeyi ama herşeyi anlıyorsun ama işine gelenleri yapıyor gelmeyenleri anlamamazlıktan geliyorsun. Sana zorla veya kızarak birşey yaptırmak mümkün değil, güzel sözle, anlatarak huyuna suyuna giderek yaptırabiliyoruz yaptırmak istediğimiz şeyleri. Hareketlisin aktifsin hatta yeri gelince şımarıksında ama asla arsızlık derecesinde şımarık değilsin. Nerde nasıl davranman gerektiğini çok iyi biliyorsun. Ama tuvaletini tuvalete yapmayı nedense reddediyorsun , herhalde daha hazır değil diyerek zorlamıyorum seni. Birkaç deneme yaptık ama bezimi takk nidalarıyla son buldu denemelerimiz. Bakalım tuvalet eğitimine nezaman ve nasıl alışacaksın. Ben karışmıyorum bunu başaracak ve hazır olacak olan sensin ben sadece senin hazır olduğunda sana yardım edeceğim. Bu aralar kardeşine , bana ve babana sarılıp "seni çook seviyorum" demiyormusun inan babanla benim yağlarımız eğriyor. Eğer biz diyorsak "seni seviyorum bebeğim " diye ozamanda "bende seni seviyorum" diye karşılık veriyorsun. Birde sevinmen, gülmen çığlık çılığa çok sesli. Bu ses bizim senelerdir duymak istediğimiz sesti o çığlıklar bizi hiç rahatsız etmiyor ama kardeşin senin bu çığlıklarından çok korkuyor ve hemen ağlamaya başlıyor. Arada bir küçük abla moduna girip " kardeşş yaramazlık yapmaa" bile diyorsun:))) Çikolata ve sakız en sevdiğin abur cuburlar. Sınırlı veriyoruz ama versek nerdeyse sakız ve çikolatayla doyuracaksın karnını. Artık bebekken olduğu gibi şu satte kahvaltı yapsın, bu saatte öğle yemeği yesin demiyoruz çünkü sen acıktığın zaman "anne ben acıktım" diyorsun ve bizi sen yönlendiriyorsun. Zaten acıkmadığın zaman yada sevmediğin bişi olduğu zaman sana yedirmek mümkün değil. Ha bu aralar Kırmızı Başlıklı Kız takıntımız var.Elinde Kırmızı Başlıklı Kız kiatbıyla ortalarda dolaşıyor kimi bulursan okutuyor, yatarkende en za 3-4 kere masalını dinlemek istiyorsun. Henüz diğer masal kitaplarına geçemedik çünkü Kırmızı Başlıklı Kızı çok seviyorsun ve onu istiyorsun. Bazen okuyacak kimse bulamazsan kitabı eline alıp kendin okuyorsun:)))

YÜSRA : 9 aylıksın ve artık bebeklikten çıkıyorsun kuzum. Herşeyin farkındasın ve akşam işten gelip önce ablana sarılırsak resmen çığlık çılığa ağlıyor, bize gelmek için hamle yapıyor ve ilgiyi üzerine çekmeyi başarıyorsun. Kucağımıza aldığımız anda yüzündeki zafer kazanmış komutan edası öyle komikki:))) Beni nezaman görsen bana gelmek için ağlıyorsun, eğer yerdeysen bacaklarıma sarılıp al beni diye binbir türlü naz yapıyorsun. Anne kavramın iyice gelişti. Öyle hareketlisin ki birkaç dakika içinde bir yerden bir yere çok hızlı geçebiliyorsun. Komando sürünmesi ile gidiyordun 1 aydır şimdilerde emeklemeye döndü sürünmelerin. Birde oyun buldun kendine, hızlı hızlı sürünerek giderken arkana bakıyorsun biz "gel buraya" deyip seni alacak gibi yapınca kahkahalarla gülüp dahada hızlı ilerliyorsun. İlerde tekrar durup hadi kovalayın beni der gibi bakıyorsun biz gel diye hamle yapınca tekrar gülerek hızlanıyorsun. İnanılmaz güzel bir oyun. Çok deli yatıyorsun, gece hiçbir şekilde üzerinde birşey kalmıyor. Nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama akşam seni düz yatırıyorum, gece kalktığımda yatağın ayakucunda buluyorum seni. İlk söylediğin kelime de-de, sonra ba-ba, sonra a-ba şimdide an-ne diyorsun.Kaşlarımızı çatıp baktığımızda sana hemen dudağını büzüp ağlıyor, güldüğümüzde gülüyorsun. Bay bay yapıyorsun, hareketli müzikte alkış yapıyor, zıp zıp zıplıyorsun. Ablanın tüm oyuncaklarına ortaksın, oyun çadırına giriyor tüm oyuncakları darmadağın ediyorsun. Uyurken bir elinin parmağını emerken, diğer elinlede peluş yada kumaş bir oyuncak tutuyorsun. Şimdilerde fatoş bebekle yatıyorsun, o olmadan uyumuyorsun. Birde ablana karşı bir savunma mekanizması geliştirdin, ablan yanına geldiği an ağlamaya başlıyorsun ki bişi yapmasın:))) Ha ablan arada çaktırmadan canını acıtıyor ama sende fırsat bulduğun anda saçını çekmekten geri kalmıyorsun. Kaç kere çocuğun saçları elinde kaldı:)))

İşte böyle büyüyorsunuz meleklerim, arada ikinizin büyüyüp çok iyi anlaşan iki bacı olduğunuzu hayal ediyorum ve iyiki iki kızım olmuş diye Allaha dua ediyorum...

9. ay kontrolümüz...

Bugün Yüsracığımın 9. ay kontrolü vardı. Sağlığımız çok şükür gayet iyi. Dişlerimiz 2 tane oldu ve onun verdiği hafif huzursuzluk var ama yavrum kolaymı diş çıkartıyor o kadarcıkta olsun artık. Kilomuz 8.560, boyumuz 72 cm olmuş. Baş çevremiz 44 cm. Boyumuz maşallah iyi ama ek gıdalara geçiş döneminde 2 ay boyunca alamadığımız kilo 6. aya kadar ortalamanın üzerinde bir bebekken şimdi ortalama bir bebek yaptı Yüsramı. Çok şükür sağlığı yerinde keyfi yerinde 2 diş ve o kadar harekete rağmen kiloda almış bu ay ya yeter. Varsın çok tombiş bir bebek olmasın yavrukuşum...

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Belinay geldi ve gitti...

Yine misafirli bir haftasonu geçirdik. Hatta yarım haftaiçi ve tam haftasonu:))) Çarşamba günü Ozan dayımızın minik kızı Belinay ve Dilek yengemiz geldi bizi ziyarete. İlk kez geldiler Tekirdağ'a ve bizi çok mutlu ettiler.
Haftasonu köye gittik ve gerçi çocuklardan fazla bişi anlamamış olsakta köyde bir düğüne katıldık. Biraz düğün bahane köy havası şahane gibi oldu:)))


3 Ağustos 2009 Pazartesi

Sevim ablalı bir haftasonu ve denizle ilk tanışmamız...

Haftasonu İkranın Şevimli (sevim) ablası geldi:))) Artık ismini söyleyemediğindenmi Şevimli abla diyo yoksa her dediğini yaptığı için şevimlimi geliyo bilemiyorum:))) İkra Şevimli ablasına elleriyle kurabiyeler açtı tabi etrafı toplamakta anneye kaldı:)))
Sevim ablasının elinden tutup etrafı gezdirdi sonrada soluğu havuzda aldı. Sevim ablamızda gerçekten çok tatlı ve çocuk ruhundan anlayan birisi olduğu için birlikte çok güzel vakit geçirdiler.





Cuma günü tüm gün birlikte olduktan sonra cumartesi günü yazlıklarına Barbarosa dönmek isteyen Sevim ablasını bırakmak istemeyince İkra hanım şarhoş geçiren yaptık ve cumartesi birlikte gittik Barbarosa. Hem daha çok birlikte oldular hemde İkroş ilk kez denizle tanışmış oldu. Su olsunda nasıl olursa olsun diyen sukuşum, denizi görünce hiç yadırgamadı ve kendini biranda serin sulara atıverdi. Akşamına babamızda geldi Barbarosa, pazar günüde babayla birlikte deniz keyfi yaptı...




Hoşgeldin diş, sefalar getirdin...

Evet bu haftasonu perşembe-cuma-cumartesi ve pazar olmak üzere 4 gün kızlarımla birlikteydim. Resmen evde olmadığım zamanların acısını çıkardık kuzularımla.
Neler yaptığımızı diğer başlık altında anlatacağım ama bu haftanın en güzel olayı; Yüsram diş çıkardı. Cumartesi günü yemeğini yedirirken çın çın bişiler geldi kaşığa bi baktım ki aylardır kızımı uğraştıran, huysuzluk yapmasına neden olan, kuzumu salyalar içinde bırakan diş nihayet gelmiş.
Tam bir inci tanesi minicik bembeyaz ve çook tatlı:))
Dişi çıkarmasına çok sevindim ama dişinin benim evde kaldığım günü bekleyip çıkmasına ve ilk bana görünmesine dahada çok sevindim.
Minik kuzum artık bebeklikten çıkıp çocukluğa yavaş yavaş adım attı.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Biraz evden, biraz köyden resimlerle kızlar...

Dedesi bindirmiş Yüsrayı İkranın oyuncak bebek arabasına evde tur atıyorlar:))) Yüsranında keyfine diyecek yok ama:))

İkra hanımın haftaiçi bizi ziyarete geldi yine dükkana. Tam bir kek, çikolata canavarı. Baksanıza kek hemen bitmesin diye kağıdından başlamış yalanmaya:))

Aşağıdaki resimlerde haftasonu için gittiğimiz köyden. Kuzenlerle birlikte güzel bir haftasonu geçirdi kızlar...





22 Temmuz 2009 Çarşamba

Bensiz...




Bugün kuzular bensiz gezmelere gittiler.
Havanneyi, sevim ablayı, aylini ziyarete büyük amcanın yazlığına gittiler.
Giydirdim, çantalarını hazırladım, yiyeceklerini ayarladım ve öylece arkalarından bakakaldım. Elimde, giydirip dedelerinin kucağına verdikten sonra çektiğim resimlerle başbaşa, geldim işimin başına...

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Alın size haftasonu:))

Düğündü, kınaydı, İstanbuldu, köydü derken nihayet bir haftasonuda evimizde kalabildik. Sabah miskinlik yaptık diyemiycem çünkü kızlar sağolsun haftaiçi haftasonu dinlemeden hergün erkenden kalkıyorlar. Yine aynı saatte kalktık ama haftaiçi kısa tuttuğumuz dördümüzün yaptığı yatak keyfini bugün uzun tuttuk:)) Kahvaltı, kızların uykusu ve öğle yemeklerinden sonra attık kendimizi dışarıya. Sıcak olduğu için kapalı yerleri tercih ettik, alışveriş yaptık, dondurma yedik, eğlence merkezinde oynadık, yorulduk geldik eve. Yukarıda Yüsra benim hazırlanmamı beklerken sıkıntıdan ayakkabı bağıyla oynamaya başlamış:))) İkra hanımda babasıyla aşağıda bizi bekliyor.

Eve gelip çocuklar uykusunu alıp havada serinleyince hadi birde havuz keyfi yapalım dedik. Tekirdağa taşındık sahil kasabası diye, evin karşısında deniz, sitede havuz var ama biz doğru düzgün ne deniz ne havuz sezonunu açmıştık. İkra gerçi bir kere daha kuzenleri geldiğinde girmişti havuza buda ikinci sezon açılışı oldu yani:)) Ama bir çocuk bu kadarmı su kuşu olur. İndiğimizde saat biraz geç olmuştu, havada serinleşti, İkra havuzun içinde bir süre sonra titremeye başladı ama çıkarabilmek ne mümkün. Kızım çıkalım yine geliriz üşüdün diyoruz, üşümedimmm çıkmıycammm diye kendini yırttı. Sonunda abiler kızıyo falan diye ikna ettikde çıkarabildik kuzuyu. Yüsra kuzusu benim kucağımda ablayı izlemeyip etrafa gülücükler saçmakla meşguldu.

18 Temmuz 2009 Cumartesi

Pratik zekalı Türk annesi:)))


İkra ve Yüsra ile yalnız biryerlere gidersem eğer, yarıyolda İkra "anne yoyoldum" diye kucak istiyor. Ya ikna edip zar zor yürütüyordum edemezsemde kucağımda İkra ile bebek arabasını sürmeye çalışıyordum. Tabi kan ter içinde kalıyordum. Cumartesi günü alışveriş için markete girmemiz icap edince yukarıdaki gibi bir yol buldum:))) Üçümüzde mutlu mesut marketimize gidip alışverişimizi yaptık.
Niye ben daha önce düşünmemişim bunu yahu:)))

Hamarat kızım benim...


İkroşum şimdiden evin temizliğine el attı bana ölüm yok artık:))) Ben şüpürcemm anne dedi aldı elimden süpürgeyi. İnşallah büyüyüncede böyle hamarat olursun kuzum.

14 Temmuz 2009 Salı

8.ay kontrolümüz vardı

Bugün Yüsra hanımın 8. ay kontrolü vardı. Kilomuz 8.350, boyumuz 70,3 cm olmuş.
2 aylık duraklama döneminden sonra nihayet kilo almaya başlamışız.
Sağlığımız, neşemiz yerinde maşallah.
8. ayda neler yapıyoruz kısaca özetlersek; bu ay dönmeleri sürünerek emeklemeye döndü.
Artık yalnız bırakamıyoruz hanfendiyi, o kadar kısa zamanda bi yerden bi yere gidiyorki şaşıp kalıyoruz. Halının üstünde bırakıp mutfağa birşey almaya gidiyoruz, o 2 dk. süreçte koyduğumuz yerde kesinlikle bulamıyoruz. Ya koltuğun arasına girmiş oluyor, ya masanın altına girmiş oluyor, maşallah fıldır fıldırız yani:)))
Ba-baa, de-dee, a-baaa demeye başladı minik kuzu.
Asla yalnız kalmak istemiyor, yanında birisi olmazsa çığlığı basıyor.
Devamlı ilgi istiyor küçük prenses, ilgi çekmek içinde yapmadığı şakrabanlık kalmıyor:)))
Müzik sesi duyar duymaz alkışlamaya ve sallanmaya başlıyor, o kadar tatlı oluyorki yavrum benim yaa:)))
Yani çok şükür sağlıklıyız ve büyüyoruz...

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Düğünümüzü yaptık ama ahh İkra ahh...






İki gelin bir görümce:)))
Evett yukarıdaki resimlerdede görüldüğü üzere kardeşimin düğününü yaptık çok şükür. Düğün genel anlamda çok güzel, çok organizeli ve çok eğlenceli geçti. Ama benim için nasıl geçti diyorsaniz İkra sayesinde kabus gibi diyebilirim. İkra sanırım kalabalığın etkisi, üzerindeki fazla ilgi ve tabi babasının olmaması (dükkanı bırakamadığı ve düğünde Cuma günü olduğu için gelemedi) gibi nedenlerle kucağımdan inmedi, kimseye gitmedi, beni oynatmadı, kendi oynamadı yani yaka iğnesi gibi yakama bi yapıştı indirebilene aşkolsun. Ne babannesine, ne ananesine, ne dayılarına kimselere gitmedi, almak isteyen olunca ortalığı yıktı. Düğünde Yüsramın resmi bile yok çünkü resimleri bir düğün başında birde İkra uyuyunca yani düğün sonunda çekebildim. O esnalardada Yüsracığım uyuyordu. Düğün sırasında Yüsracık babannesinin kucağında müzik çaldıkça zıp zıp zıpladı, gülücükler saçtı, alkışlar yaptı ama ben İkrayla bütünleşmiş olduğum için çekemedim bu anları. Ah İkra ahh büyüyünce oku bunları, senin yüzünden son kardeşimin düğününde yabancı gibi masadan kalkamadım, sinir kübü bir şekilde düğünü tamamladım. Allahta 12 de uyududa son bir saatte biraz görümce gibi pistte salınabildim:))


Hani düğünde kucağımdan inmeyen cadı kızım İkra varya, düğünün ertesi günü anane ve dayılarla hep birlikte sahile indiğimizde yanıma bile gelmedi, şen şakrak dayısıyla kuzenleriyle oynadı. Gel kızım buraya dedikçe, " anneee oynuyomm gelmemmm" diye bağırdı. Zilli bu kız zilliii....