11 Şubat 2010 Perşembe

Resimlerle biz...

Bu aralar neler yapıyoruz. İşte resimlerle biz...

Artık dışarı çıktığımızda herkes kendi yemeğini kendi yiyor:))

Ama eğlence birlikte yapılıyor:))
Evde kaldığımızda değişik faaliyetler buluyoruz kendimize. En son duvarlarımızı süsledik...

Akşam yatarken mutlaka dişler fırçalanıyor...

15 Ocak 2010 Cuma

Ders olmadı, yine devam bakalım nezamana kadar...

Çok zor bir hafta geçirdik ailecek. Yüsranın parmak olayı hepimizi çok etkiledi çok üzdü. Yüsra 5 gündür gündüz uykusu nerdeyse hiç yapmadı parmağını ememediği için, devamlı ağladı ama ne ağlamak bağıra çağıra ağladı. Gece uykularımız ise gündüz uykusuzluğu ve çığlık çılığa ağlamalarla bayılma noktasına gelince oldu anca. Gece en az 3-4 kere ağlayarak uyanıldı, hiç kucaktan inmek istemedi. Sabah ve akşam vurulan antibiyotikleden dolayı hergün hastaneye taşınıldı ve hastaneden ağlamaktan helak bir şekilde çıkıldı.
Peki tüm bunların sonucu ne oldu? Çok şükür iltihap kurumuş, şiş inmiş parmak ufak bir yara hariç eski halline gelmişti . Tüm bu zorlukları çektik fakat parmak emmeyide bıraktık diyebilmeyi çok isterdim ama maalesef dün parmağındaki sargıyı çıkarabilmeyi keşfetti:(
Ondan sonrada ne hastane sargısı, ne benim sarmam, ne çorap geçirme ne eldiven takma hiçbiri dayanmadı ve hepsinide çıkardı. Birkere çıkarmıştıya tamam artık demek çıkabiliyordu bu sargı ve parmağı hala yerindeydi yani yokolmamıştı ozaman emmeye devam etmek lazımdı vede devam etti.
Şu an anne pc başında endişeli, yorgun, çağresiz, Yüsray ise içerde huzurlu ve mutlu parmak ağızda diğer elde Fatoş uykuda.
Yüsracığım büyüyünce bunu oku kuzum, senin sana verdiğin zararı kimse vermedi şu ana kadar sana. Bu parmak emme yüzünden onca acılar çektin ama yinede devam ediyorsun kuzum. Annenin elinden hiçbirşey gelmiyor çok üzgünüm. Dilerim ilerde başka şeylere yol açmaz bu huyun.
Ha bu işin iyi tarafı olmadımı, oldu gibi görünüyor şimdilik. Yüsranın çektiği acılardan İkra öyle etkilendiki birkaç gündür benide dr götürürler, şğne yaptırırlar korkusundan elini emmeyi bıraktı. Umarım devamlı olur bu durum.
Bizde şimdilik haberler böyle bakalım gelecek ne gösterecek...

13 Ocak 2010 Çarşamba

Nazarmı değdi kuzum sana:(((

Minik kuzum Yüsram nazarlara geldi herhalde...
Kızlarla ilgili en büyük sıkıntım ikisininde parmaklarını emmesiydi. Bu emme olayının birgün başımıza bir iş açacağını biliyordum ve vazgeçirmek için herşeyide yaptım ama başarılı olamadım maalesef. Dün akşam korktuğum başıma geldi.
Dün Yüsranın 14.ay kontrolü İkranında Hepatit A aşısının 2. dozu vardı. Eski dr. muz hastane değiştirdiği için yeniden hastane ve dr. arayışına girdik, iki ayrı hastaneden randevu alıp ikisinede götürdüm ama ne hastaneyi nede dr. beğendim. Neyse artık bu ay böyle oldu birdahaki aya iyice araştırıp bir dr. bulayım, zatem hastada değiller çok şükür rutin kontroldü diye düşündüm. Akşam saatlerinde Yüsrada bir huzursuzluk başladı. Herşeye mızmız, kucak istiyor, ağlıyor vs. Ne oldu kuzum sana gel bakim dedim elini tuttum ki birde ne göreyim emdiği başparmağı iltihap kaplamış bembeyaz etrafıda şiş ve bileğine kadar kıpkırmızı. Bendeki paniği korkuyu tahmin edemezsiniz. Ahmetin gelmesini zor bekledim. Ahmet geldi ve hemen acile götürdük. Parmak öyle kötüydüki ve hala o haliyle emmeye çalışıyor minik kuzu.
Dr. muhtemelen bir açılma olmuş parmağında ve ordanda mikrop kapıp iltihaplanmış, iyiki hemen getirdiniz küçük çocuklarda eklem yeri iltihabı önemlidir, geç kalınırsa kötü sonuçlara gidebilir dedi. Dr. dediği doğruydu. Küçük kuzu elini eme eme açmıştı yara yapmıştı ve muhtemelende bugün hastanelerde dolaşırken mikrop kapmıştı.
Akşam acilde pansuman ve antibiyotik iğne yaptılar. Kuzumu çok ağlattılar. İçim gitti onunla beraber bende başladım ağlamaya:((( Hele bu sabah pansumana götürdüğümde iltihabı açtılar ve sıktılar nasıl canı yandı kuzumun. Nasıl dayanırım ben başladım hüngür sümük onunla birlikte ağlamaya tekrardan. Şimdi iyi çok şükür sakinleşti ama en büyük sıkıntımız elini ememediği için uykuya dalmakta zorluk çekiyor, hiç adeti olmadığı halde uyurken sallanmak istiyor ve çok huzursuz. Anne memesini bırakan bir çocuğun yaşadığı zorlukları yaşıyoruz yani. Parmağı sargıda ağzına almaya çalışıyo alamayınca başlıyor ağlamaya. Parmağını uzatıp ıh ıh diye açın demeye çalışıyor. Minik kuzum dayanamam ben sana. Yerim senin o minicik parmağını. Allahım akşam düşündümde ben çocuğun bu kadarcık hastalığında kahroldumda, çocuğu büyük hastalıklarla savaşan anneler ne yapsın. Rabbim hepsine yardımcı olsun çok zor birşey.
Bu arada İkrayada bak sende emme annem kardeşine yapılan sanada olur iğne yersin diyoruz ama gizli gizli yinede emiyor.
Kuzularım benim Rabbim cümlesinin evladıyla beraber sizide kanatları altına alsın korusun.
Evladın çektiği acıya katlanmak herşeyden zormuş...

31 Aralık 2009 Perşembe

Hoşgeldin 2010

TEŞEKKÜRLER 2007-2008-2009; BANA HAYATIMIN EN GÜZEL 3 YILINI YAŞATTIĞINIZ VE BANA SAHİP OLDUĞUM EN GÜZEL 2 MELEĞİ VERDİĞİNİZ İÇİN...

HOŞGELDİN 2010;UMARIM EŞİMLE MELEKLERİMLE VE SEVDİKLERİMLE GEÇİRECEĞİM ÇOK GÜZEL BİR YIL OLURSUN...

HERKESE SEVDİKLERİYLE BİRLİKTE NİCE MUTLU, HUZURLU VE GÜZEL YILLAR!...

29 Aralık 2009 Salı

İkraca diyaloglar ve bikaç resim.


Büyük kuzu İkranın zaman zaman beni dumur eden, bu cümle bu cücedenmi çıktı dedirten öyle lafları varki bunları kayıt altına alıp, ilerde bak sen küçükkende çok bilmiştin demeden geçemiycem:))

Yüsra kucak için ağlamaktadır bende hayır kucak yok hadi oyna ablanla demişimdir. İkra bizi izler izler ve Yüsra susunca dumurluk lafını söyleyiverir:
İkra : Eşşek annesi niye ağlattın kızımı
Anne : !!!

İkra yemeğini kendi yemektedir, Yüsrada onun tabağına ulaşmaya çalışmaktadır.
İkra : Bak kardeş ben büyüdüm kendim yiyom sende büyü sende ye
Anne: :))))

Anne kahve içmektedir, İkrada büyük bir merakla anneyi izlemektedir.
İkra : Anne kahveyi anneler içer İkralar içmez dimi. Sen büyüdün içiyon, bende büyüyüm bende içiyim demi
Anne: Afferin kızıma:))

İkra kendisine yemekten önce yasak olan çikolatayı bulmuştur ve anne görmeden yesem diye düşünürken anneye yakalanır.
Anne : Napıyorsun kızım
İkra: Anne ben çikolatayı sakın yemiyom. Yemek yiyim öle yicem dimi.
Anne : Evet kızım:))

İkra kendi etrafında döner döner döner sonrada Yüsranın yanına gider.
İkra: Kardeş bak ben büyüdüm dönüyom sende büyü sende dön
Yüsra: Uvaaaaa
Daha aklıma gelmeyen birsürü dumurluk ikra diyalogları var bunlar birkaç örnek.

İkradan bahsetmişken tuvalet meselesine değinmeden geçemiycem;
31 aylık olan herşeye aklı eren, bilmişlik taslayan, kendi yemeğini yiyip, kendi kıyafetini seçen büyük kuzu maalesef hala inatla bezini atmaya yanaşmıyor. Tuvaletini tuvalete yapmayı reddediyor, bezimi sakın çıkarma anne diyor. Kendi haline bıraktım zorlamıyorum , havaların ısınmasını bekliyorum ama içten içede bu sorun beni çok düşündürüyor. Bırak bezini çıkarmayı çişinden bile rahatsız olmuyor, çiş yada kaka yaptığı bezini bile zorla değiştirtiyor. Nasıl aşıcaz bu sorunu bilmem. Kardeşdenmi kaynaklanıyor bilmiyorum ama şu an benim için aşılması çok zor bir sorun olduğu kesin.

24 Aralık 2009 Perşembe

itiraf ediyorum...

İtiraf ediyorum kuzularım sizi büyütürken çok zorlanıyorum.
İtiraf ediyorum zaman zaman öyle şeyler yapıyor ve beni çıldırtıyorsunuz ki çağresizlikten ağlıyorum.
İtiraf ediyorum bazen keşke biraz daha aralarında yaş farkı olsaydı belki bu kadar zor olmazdı diye düşünüyorum.
İtiraf ediyorum İkranın inadı, dediğim dedik halleri, bizi dinlememesi, hiçbir şekilde dediğinden vazgeçirememiz acaba biz ne nerde hata yaptık iyi bir anne baba olamadıkmı diye düşünmemize neden oluyor.
İtiraf ediyorum hergün babanızla birlikte bu çocukları nasıl daha mülayim, daha söz dinleyen, kendi kendine oynayan uslu çocuk yapabiliriz nasıl davranmalıyız acaba diye saatlerce ciddi bir şekilde kafa patlatıyoruz.
İtiraf ediyorum ki o kadar kafa patlatmaya rağmen bir çıkar yol bulamıyoruz.
İtiraf ediyorum Yüsra büyüdükçe işimiz dahada zorlaşıyor ve sizin gençkız olduktan sonra yapabileceğinizi düşündüğümüz kavgalar şimdiden bizi korkutuyor.
İtiraf ediyorum onca oyuncak arasından nasıl olupta birinizin elinde olan oyuncağın diğeri için biranda çok değerli olduğunu ve birtek oyuncak için feryat figan kavgalar ettiğinizi korku ve hayretle izliyoruz.
İtiraf ediyorum ikinizide çook ve eşit derecede sevmemize rağmen kavgalarınıza müdahale ederken acaba birine farkında olmadan haksızlık edermiyiz diye korkuyoruz.
İtiraf ediyorum Yüsra büyüdükçe İkra hırçınlaşıyor, İkra hırçınlaştıkçada Yüsra mızmızlaşıyor .
İtiraf ediyorum evimizde hergünümüz bol aksiyonlu ve hareketli geçiyor ve biz günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile.
İtiraf ediyorum uyuduğunuz zaman sanki bol volümlü müzik birden kapanmış gibi kulaklarım çın çın çınlıyor.

İtiraf ediyorum tüm zorluğuna rağmen sizi çok ama çok seviyorum ve siz olmadan hayatın ne kadar boş ve anlamsız olduğunu düşünüyorum. Siz olmasanız ne kadar sıradan bir hayatımız olurdu, iyiki geldiniz iyiki hayatımıza renk kattınız benim cadı kuzucuklarım...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Taşınıyoruz...

Evet uzun aramalar, taramalar ve bakınmalar sonucunda gönlümüze göre bir ev bulduk ve nihayet taşınıyoruz. 16.02.2009 tarihinde geldiğimiz Tekirdağdan 16.12.2009 da taşınıyoruz.
Harıl harıl bir çalışma var evde. Herşey yıkanıyor, ütüleniyor, paketleniyor, kolileniyor. Yoğun ve yorucu günler bekliyor bizi ama sevdiklerimizin yanına taşınmanın tatlı heyecanı yorgunluğumuzu bastırıyor. Bu arada , elimize geçen herşeyi kolilerken bizim kızlarıda kolilemeye çalışırken buluyoruz kendimizi:))))