13 Ocak 2011 Perşembe

Zorsun be kızım...

Hani İkra kreşe alışmıştıda, kıskançlığı gitmiştide, normale dönmüştüde bende rahatlamıştım ya. Yani en son yazımda öyle yazmıştım ama annelerin hiçbirzaman tam anlamıyla rahatlayamayacağını, bir dert biterse diğerinin mutlaka başlayacağını, annelerin neden bukadar çabuk yaşlandığını, 3 gündür yoğun bir şekilde anlıyorum. Şimdiki sıkıntımmı ne... YÜSRA...

3 gündür tabiri caizse kök söktürüyor bize özelliklede bana. Aman Yarabbi bu çocuk daha dün minicik birşeydi, altını al, mamasını ver tamamdı. Etrafına devamlı gülücükler saçan mülayim sevimli vede çok güzel bir bebekti. Bu bebek hangi ara büyüdüde, inadım inat popom iki kanat diyen bir çocuk halini aldı.
Hastaydık tam iyileşemedik ve iştahımız hiç yememe derecesinde kesildi. Gerçi hiç yememe olayının hepsi hastalıktanmı yoksa benim ısrarlı yemek yedirmelerim sonucu oluşan bir inattanmı çözebilmiş değilim. Geniz akıntısı varmış buna bağlı olabilirmiş iştahsızlığı, şimdi antibiyotik kullanıyoruz, bakalım nezaman normale dönecek iştahımız. En azından hiç yememeden az yemeye nezaman terfi edeceğiz bakalım. Bu yetmezmiş gibi diş çıkartıyoruz, buda yetmezmiş gibi 2 yaş sendromunu doruklarda yaşıyoruz. Dediği olmadığında apartmanı inletene kadar ağlamalar, kendini yerlere atmalar, sinir krizlerine girmeler ve bir türlü sakinleşememeler, sakinleşemeyince saldırganlaşmalar ve anneyi çileden çıkartıp hüngür sümük ağlatmalar. Dahası var, bunlarla sınırlı değil yaptıkları. Herşeyi yazıcam kızım, yazıcamki ileride çocuğun da sana aynısını yaparsa ben kime ne yaptım ki bu çocuk böyle oldu demeyesin. Lakin bu aralar çok sık senin çocuğunda sana bunları yapsın kızım demeye başladım. Sonracığıma herşeye mızmızlanmalar, hep kucak istemeler, eve hiç ama hiçbir iş yaptırmamalar.
Hiçbirşeyi ablayla paylaşmama durumumuzda var. Tamam güya bilinçli anneyiz ya devamlı okuyoruz. Bu yaşlarda benmerkezci oluyormuş çocuklar, hiçbirşeyi paylaşamıyorlarmış. Bizde buna önlem olarak herşeyden birbirinin aynısı iki tane alıyoruz. Ama Yüsra hanım ikisinide istiyor. Hadi iyi tarafına gelip 10-15 dakika paylaşsa bile, 20. dakikada ikisini birden almak istiyor alamazsada ortalığı yıkıyor. E ben nasıl diğerini sen ablasın diyeyip, desem bile 3,5 yaşındaki çocuktan nasıl devamlı olgunluk bekleyeyim. Hadi bakalım kitaplar bunuda yazsın...
Çok ağladığı zamanlarda odasına koyup otur burda ağla deyip kapısını kapatıyordum sakinleşsin diye. Dün yaptığı olay beni tam anlamıyla dumur etti. Olmayacak birşey istedi bende hayır dedim. Tabi hemen ağlama silahı ile saldırdı. Boğazları yırtılana kadar ağladı ama yapmadım dediğini. Sinirini alamadı ve çığlık çılığa elimden tutup beni odaya götürdü, kapıyı üstüme kapattı ve çıkmamam için yine çığlık çılığa ağladı. Yani beni cezalandırdı küçük sıpa. Dumur oldum resmen. Bugün yine aynısını yaptı sinirlenince elimden tutup odanın birine götürüp beni üstüme kapıyı kapatıyor, çıkarsam ortalığı yıkıyor. Tabi bugün taviz vermedim alışkanlık haline getirmesin diye, krize girdik yine. Peki kriz anı geçince napıyor. Anne diye boynuma sarılıyor, bana sarılarak ağlıyor, sünrada normale dönüyor.

Biliyorum bir dönemdeyiz, herşey üstüste geldi, belki bende kriz anını iyi yönetemedim ve küçük bir kıvılcım yangına döndü, biliyorum elbet geçecek İkradada yaşadık bu yaşlarda benzer şeyleri ve çok şükür şu an herşeyimiz düzenli ve harika, biliyorum şu an kişiliğini ön plana çıkarma gayretinde ben bir bireyim diyor ve illaki sakinleşecek ve benim kadar sende bilki kızım, seni dünyalar kadar seviyorum ama şuda bir gerçek ki; zorsun be kızım...

Hiç yorum yok: