11 Ağustos 2009 Salı

Kızlarıma...

Bu blogu ileride siz prenseslerim okusun ve nasıl bir bebeklik-çocukluk yaşadığınızı anlasın diye hazırladım. Birlikte gezdiğimiz yerleri, oynadığımız oyunları kısacası yaptığımız herşeyi yazıyorum ki bende okudukça hatırlıyayım ve "anne ben nasıl bir çocuktum" dediğinizde "bana ne soruyorsun aç bloğu oku" diyebileyim diye:))) Şu an biriniz 27 aylık, diğeriniz 9 aylıksınız. İkinizde bebeksiniz aslında yani. İkinizi birlikte büyütmek gerçekten çok güzel çok zevkli ama zorluklarıda olmuyor değil. İkinizde ilgi istiyorsunuz, ikinizide çok çok seviyorum ve eşit ilgi göstererek, içinizden birini küstürmek istemiyorum. Yüsrayı kucağıma alsam İkrada kucak istiyor benide al diyor, ikinizi birlikte kucağıma alıp evi turluyoruz, üçümüz sarmaş dolaş olup birbirimiz öpüyoruz ve bu sizin çok hoşunuza gidiyor. İkra kardeşini çok sevmesine, yabancı birisi dokunduğu zaman o benim kardeşim elleme diye bağırmasına rağmen arada kıskançlıklar da yapıyor. Yüsranın elindeki herhangi bir oyuncak İkra için çok değerli oluyor ve elinden çekip alıyor. Yüsrada az değil ama ben sonradan geldim susayım başka oyuncakla oynayayım demiyor, İkranın elinden aldığı oyuncağı almak için feryat figan ağlıyor. İkraya küçükken içiremediğimiz vitamin şurupları şimdilerde Yüsra içiyor diye çok değerli oldu. Bende içicem diye tutturuyor, Yüsrada ablasına inat yapar gibi hiçbirşeyi iştahla yemezken, şurupları ağzını kocaman açarak ve öyle bir iştahla içiyorki görülmeye değer:))) Karışım kahvaltıdan tek tek kahvaltıya geçeli oldukça uzun bir zaman omuşken bu aralar İkra hanım kardeşinden gördüğü için yine karışım kahvaltı istiyor. Benimde işime geliyor karıştırıp veriyorum birkaç gün üstüste. Böylece tek tek yemediği şeyleride yiyor kahvaltıda. İkinizinde en önemli ortak özelliğiniz uykuya dalarken parmak emiyorsunuz. Ne söylersen söyleyeyim ne yaparsam yapayım parmak emmekten vazgeçmiyorsunuz. Bunlar ortak yaptıklarınız peki tek tek neler yapıyorsunuz:

İKRA: 27 aylık tam bir küçük hanımefendi. Artık çok rahat konuşabiliyor, her türlü duygunu anlatabiliyor ve kendini ifade edebiliyorsun. Kardeşinin yediği muhallebiye ortak olacak kadar küçük olabiliyor, "ben abla oldum, büyüdüm okula gidicem" diyecek kadar büyük olabiliyorsun. Çok sıcakkanlısın, özellikle kendinden birkaç yaş büyük ablalarla çok çabuk arkadaş oluyor, onlarla oyunlar oynuyorsun. Kendine arkadaş bulduğun zaman anne ve babayı hiç hatırlamıyorsun bile artık bir bireysin ve anne baba olmadanda sosyal olabiliyorsun. Söylenen herşeyi ama herşeyi anlıyorsun ama işine gelenleri yapıyor gelmeyenleri anlamamazlıktan geliyorsun. Sana zorla veya kızarak birşey yaptırmak mümkün değil, güzel sözle, anlatarak huyuna suyuna giderek yaptırabiliyoruz yaptırmak istediğimiz şeyleri. Hareketlisin aktifsin hatta yeri gelince şımarıksında ama asla arsızlık derecesinde şımarık değilsin. Nerde nasıl davranman gerektiğini çok iyi biliyorsun. Ama tuvaletini tuvalete yapmayı nedense reddediyorsun , herhalde daha hazır değil diyerek zorlamıyorum seni. Birkaç deneme yaptık ama bezimi takk nidalarıyla son buldu denemelerimiz. Bakalım tuvalet eğitimine nezaman ve nasıl alışacaksın. Ben karışmıyorum bunu başaracak ve hazır olacak olan sensin ben sadece senin hazır olduğunda sana yardım edeceğim. Bu aralar kardeşine , bana ve babana sarılıp "seni çook seviyorum" demiyormusun inan babanla benim yağlarımız eğriyor. Eğer biz diyorsak "seni seviyorum bebeğim " diye ozamanda "bende seni seviyorum" diye karşılık veriyorsun. Birde sevinmen, gülmen çığlık çılığa çok sesli. Bu ses bizim senelerdir duymak istediğimiz sesti o çığlıklar bizi hiç rahatsız etmiyor ama kardeşin senin bu çığlıklarından çok korkuyor ve hemen ağlamaya başlıyor. Arada bir küçük abla moduna girip " kardeşş yaramazlık yapmaa" bile diyorsun:))) Çikolata ve sakız en sevdiğin abur cuburlar. Sınırlı veriyoruz ama versek nerdeyse sakız ve çikolatayla doyuracaksın karnını. Artık bebekken olduğu gibi şu satte kahvaltı yapsın, bu saatte öğle yemeği yesin demiyoruz çünkü sen acıktığın zaman "anne ben acıktım" diyorsun ve bizi sen yönlendiriyorsun. Zaten acıkmadığın zaman yada sevmediğin bişi olduğu zaman sana yedirmek mümkün değil. Ha bu aralar Kırmızı Başlıklı Kız takıntımız var.Elinde Kırmızı Başlıklı Kız kiatbıyla ortalarda dolaşıyor kimi bulursan okutuyor, yatarkende en za 3-4 kere masalını dinlemek istiyorsun. Henüz diğer masal kitaplarına geçemedik çünkü Kırmızı Başlıklı Kızı çok seviyorsun ve onu istiyorsun. Bazen okuyacak kimse bulamazsan kitabı eline alıp kendin okuyorsun:)))

YÜSRA : 9 aylıksın ve artık bebeklikten çıkıyorsun kuzum. Herşeyin farkındasın ve akşam işten gelip önce ablana sarılırsak resmen çığlık çılığa ağlıyor, bize gelmek için hamle yapıyor ve ilgiyi üzerine çekmeyi başarıyorsun. Kucağımıza aldığımız anda yüzündeki zafer kazanmış komutan edası öyle komikki:))) Beni nezaman görsen bana gelmek için ağlıyorsun, eğer yerdeysen bacaklarıma sarılıp al beni diye binbir türlü naz yapıyorsun. Anne kavramın iyice gelişti. Öyle hareketlisin ki birkaç dakika içinde bir yerden bir yere çok hızlı geçebiliyorsun. Komando sürünmesi ile gidiyordun 1 aydır şimdilerde emeklemeye döndü sürünmelerin. Birde oyun buldun kendine, hızlı hızlı sürünerek giderken arkana bakıyorsun biz "gel buraya" deyip seni alacak gibi yapınca kahkahalarla gülüp dahada hızlı ilerliyorsun. İlerde tekrar durup hadi kovalayın beni der gibi bakıyorsun biz gel diye hamle yapınca tekrar gülerek hızlanıyorsun. İnanılmaz güzel bir oyun. Çok deli yatıyorsun, gece hiçbir şekilde üzerinde birşey kalmıyor. Nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama akşam seni düz yatırıyorum, gece kalktığımda yatağın ayakucunda buluyorum seni. İlk söylediğin kelime de-de, sonra ba-ba, sonra a-ba şimdide an-ne diyorsun.Kaşlarımızı çatıp baktığımızda sana hemen dudağını büzüp ağlıyor, güldüğümüzde gülüyorsun. Bay bay yapıyorsun, hareketli müzikte alkış yapıyor, zıp zıp zıplıyorsun. Ablanın tüm oyuncaklarına ortaksın, oyun çadırına giriyor tüm oyuncakları darmadağın ediyorsun. Uyurken bir elinin parmağını emerken, diğer elinlede peluş yada kumaş bir oyuncak tutuyorsun. Şimdilerde fatoş bebekle yatıyorsun, o olmadan uyumuyorsun. Birde ablana karşı bir savunma mekanizması geliştirdin, ablan yanına geldiği an ağlamaya başlıyorsun ki bişi yapmasın:))) Ha ablan arada çaktırmadan canını acıtıyor ama sende fırsat bulduğun anda saçını çekmekten geri kalmıyorsun. Kaç kere çocuğun saçları elinde kaldı:)))

İşte böyle büyüyorsunuz meleklerim, arada ikinizin büyüyüp çok iyi anlaşan iki bacı olduğunuzu hayal ediyorum ve iyiki iki kızım olmuş diye Allaha dua ediyorum...

2 yorum:

İkiz Annesi sdilek dedi ki...

Oyacım iki çocuğun ne kadar zor büyüdüğünü çok iyi biliyorum hayatım.Allah sana da kolaylık versin.Öpüyorum üçünüzü de.

Tarkanın Annesi dedi ki...

harika yazmışın gene