26 Nisan 2010 Pazartesi

Bugün 23 Nisan İyiki Doğdun Belinay...

23 Nisan tatil olunca, çalışma günleri birbirine uymadığı için biraraya gelemeyen aile fertleri toplanalım dedik. Yılmaz dayının evinde güzel bir yemek yedik, sonrada Ozan dayının evine inip ailenin son ferdi küçük kuzu Belinayın 2 gün erkende olsa doğumgününü kutladık. Çok güzel, bol kahkahalı, bol çocuk sesli bir gündü. Teşekkürler Yılmaz ve Arzu ve iyiki doğdun minik kuzu Belinay...














19 Nisan 2010 Pazartesi

Çok şükür...

Çok şükür 1 haftalık yoğun ve yorucu tedaviden sonra zatüreyi atlattık. Yorucuydu çünkü İkra çok agresif, çok mızmız, çok inatçı ve çok şımarıktı. 2 yaş sendromu günlerine geri döndük. Hastalık öyle değiştirdiki İkrayı resmen 1 hafta işkence gibiydi. Ama çok şükür atlattık. Yoğundu çünkü Yüsrada da burun akıntısı, çksürük başgösterdi ve dr. ciğerlerde birşey olmamasına rağmen antibiyotiğe başlayalım ki onada bulaşmasın dedi ve evde iki hasta oldular. Annem memlekette, ahmet işte olunca, iki mızmız ve hasta cadı kızla, yorgun anne evde barış çağrış bir hafta geçirdi. Her sabah ve akşam hastaneye gidilip iğne vuruldu, İkranın iğneden morarmış bacaklarını gördükçe gözler doldu ama çok şükür bugün son iğnemizi yedik, dr dan ciğerlerde ses yok ,maşallah iyi sözünü aldık ve rahatlamış olarak eve döndük. Havalar biraz güzelleşsin evde tıkılıp kaldığımız sıkıntıdan patladığımız 1 haftanın acısını çıkartacağız kuzularla.
Çok şükür Yarabbim, herkesin evladına sağlık ver ve lütfen
Nehir e ve onun gibi olan tüm çocuklara yardım et.

14 Nisan 2010 Çarşamba

Zatürremi!!!

Kış geçiyor, yaz geldi artık çok şükür hastalıksız atlattık bu kışı derken, zincirleme bir şekilde hastalıklara yakalandık maaile.
Önce ben yakalandım ailenin annesi olarak. Ağır bir grip geçirdim ve 10 gün boyunca kullandığım ilaçlara rağmen, hastalık yakamı bırakmadı. Hastalıktan nasibini ilk önce küçük kuzu Yüsra aldı. Öksürük, iştahsızlık, burun akıntısı ile başladı. Sonra biranda gözlerini kapatacak kadar şiddette çapaklanma oldu. Hemen acile tabiki. Grip ve enfeksiyon. Boğazlar mahvolmuş, gözler enfeksiyon kapmış. Hemen antibiyotik tedavisine başladı ve şimdi çok şükür iyi.
Oh negüzel Yüsra ve anneyle atlattık hastalığı, baba ve İkraya bulaşmadı diyorduk ki, iki gün önce İkrada halsizlik, üşüme, üşümeyle birlikte ateşimiz yükseldi. Gece şiddetli öksürük ve kusmayla devam etti. Hemen ertesi gün hastaneye götürdüm büyük kuzuyu. Muhtemelen boğazlar kötü durumdadır ve grip olmuştur diye düşünüyorum giderken. Dr baktı muayene etti, boğazlarda, kulakta bişi yok dedi. Oh dedim çok şükür. Fakat devamı geldi " muhtemelen ciğerlerde birşey var gibi görünüyor, hemen bir akciğer filmi çektirelim" dedi. Ben ne olduğumu anlayamadım bile, hemen koşarak film çektirmeye indim. Dr filme baktı ve zatüre olmuş ikra demezmi... "zatüre"...Nasıl yani ,ne zatüresi, nasıl olmuş, biz zatüre aşısı olmadık mı, korumadımı o aşı bu çocuğu, ne demek zatüre diye birsürü soru soruyorum içimden ama dışımdan hiçbirşey soramıyorum. Çünkü ağzımı açsam gözümden yaşlar sicim gibi boşalacak. Boğazımda kocaman bir düğüm, öylece bakakalıyorum doktora. Hani ben güçlüydüm, soğukkanlıydım, bir sözcük nasıl beni darmadağın etti. "Zatüre" Ahmeti arıyorum ve zatüre diyorlar ahmet gel deyip kapatıyorum telefonu. Doktor; kötü zatüre değil, muhtemelen grip virüsü üst solunum yollarını teğet geçip direkt ciğerlere yerleşmiş, antibiyotik tedavisiyle iyileşecek İkra diyor ama adı kötü işte "zatüre" . Hep televizyonlardan duyduğumuz hastalık.
İki gün oldu iğne yiyoruz, antibiyotik içiyoruz yoğun bir tedaviye başladık. Küçük hastam nazlımı nazlı, süzgünmü süzgün, büyük hasta edasıyla, salonda ikili koltuğa yaptırdığı hasta yatağında yatıyor.
Rabbim benim çocuğumla birlikte tüm çocuklara şifalar versin, hiçbir anneyi evladının hastalığıyla uğraşmak zorunda bırakmasın inşallah...